Ferhan Tezcan

Türkiye koptu gidiyor 

1970 'li yılların başıydı. Fenerbahçe'nin güçlü bir yapısı vardı. Kaleyi Yavuz Şimşek koruyor, defansı Şükrü Levent, Selim, Ercan Yılmaz forveti Ogün, Ziya, Nedim, Fuat, Can Bartu'dan oluşuyordu. Futbola olan düşkünlüğüm 1966 yılında başlamıştı. Daha doğrusu bir yıl sonra Türkiye'ye gelen 'Altın Goller' filmiyle. 

Tam altı kez filmi izlemeye gitmiştim. Renkli filmdi. O maçların güzelliğini profesyonel çekimler süslemişti. 

St. Georg'da okurken Matematik veya Almanca kitaplarımın arkasında Alman Ligi takımları yazardı. Mesela Mönchengladbach veya Bayern München veya 1860, MSV Duisburg Fortuna Dusseldorf, Werder Bremen gibi takımlar...

Futbol bende tutku halini almıştı. Ama okumakta zorundaydım. Çünkü ailemde okumayan yoktu. İşte o başta takım kadrosunu yazdığım Fenerbahçe, o kadrosu ile Doğu Alman Carl Zeiss Jena karşısına çıktı. Tam 4 golle yenildiler ve elendiler. Üzülmüştüm. Galatasaraylıydım ama Fenerbahçe'nin o yenilgisi beni üzmüştü.

Sonra İngiltere'ye gittiğimde futbola bir adım daha yaklaşmıştım. Sıkı bir Tottenham taraftarıydım. 

Sonra Türkiye'ye döndüğümde rahmetli Abdi İpekçi beni MİLLİYET'e aldı.

Tam 17 yılım geçti. Dünya Kupaları, Avrupa Futbol Şampiyonaları, Şampiyonlar Ligi maçları ve Türkiye Ligi...

Başta Metin Oktay olmak üzere Turgay Şeren, Can Bartu, Ziya Şengül, Ercan Aktuna, Orhan Aldinç ve İslam Çupi ile aynı sayfada olma şansım. 

Türk futboluna özel bir ilgim var. Milli takım başarısız oldu mu yüzüm düşer. Kalbim kırılır. Milli takım kazandı mı coşarım bir çocuk gibi. Neden söyledim? Galatasaray'lıyım ama Türk takımlarının Avrupa maçları beni zıplatıyor. 

Türk takımları aldıkları skorlarla o geçmiş zamanlardaki düşüşün üstüne koydukça koyuyorlar.

Fenerbahçe ve Başakşehir gruplarını birinci bitirdi. Trabzonspor yenmesine rağmen Konferans Ligine kaldı. Sivasspor Prag'dan zirvede döndü. Bu ne büyük sevinç… 

Şimdi takımlarımız Mart ayında kupada olacaklar. Hiç olmazsa birinden, hatta ikisinden final bekliyoruz.

ARDA BÜYÜK KIYMET 

Fenerbahçe'de Arda Güler var. Fenerbahçe'ye kadroya bir giriyor. Bir çıkıyor. Dinamo Kiev maçını bir gol ve bir asist ile tamamladı..

İyi oyuncu, o başka. Ama inanılmaz bir ayak ayarı var. Bu mükemmellik herkeste olmaz. Bu çok az futbolcuda görülür. Hocası onu nasıl ve ne zaman kullanacağını biliyor. İstanbul'da pek onbire koymuyor. Genelde dışarıyı daha doğrusu deplasmanları tercih ediyor. 

Jesus Jorge tam bir 'kurt' hoca. Yılların Lucescu'sunu bile alt etti. 

Ya Başakşehir... Hearts gibi sert ve tam İngiliz futbolu oynayan, aldığı sonuçları hak etmeyen bu İskoç takımını sahadan sildi. Hem de ne silme...

Sivasspor Prag'a maçı dar etti. Trabzonspor rakibini tek golle yenip gruptan çıkamadı ama Konferans Ligine adını yazdırdı.

Türk futbolu iyi yolda ve gideceği yer uzun. 

İnşallah büyük başarılar yakında olur.

 

Hoşça kalın 

YORUM YAP